TÜRK TİCARET KANUNU VE İCRA İFLAS KANUNU’NA GÖRE ŞİRKET HİSSELERİNİN HACZİ
6762 Sayılı TTK Madde 522 ve 523’e göre, limited şirketlerde ortağın şahsi borcundan dolayı, ortaklık payının doğrudan haczi mümkün olmayıp sadece ortağın kar payı, masraf ve avans alacağı veya tasfiye halinde, tasfiye bakiyesine katılma hakkı haczedilebilir. Görüldüğü gibi eski Ticaret Kanunu’nda ortaklık payının haczi mümkün değildir. 6762 Sayılı TTK’nun 522. maddesinde alacaklıya tanınan borçlu ortağın limited şirketteki hissesini haciz hakkı, satış isteme hakkından yoksundur. Bu konuya ilişkin Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 2012/6338 Esas 2012/15702 Karar Nolu ve 08.05.2012 tarihli kararında yer alan somut olayda konulan haciz, esasen ortaklık payı haczi olarak değil; şirketin tasfiyesi halinde söz konusu hisseye düşecek olan tasfiye payının haczi olarak kabul edilmiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 133. maddesi 6762 Sayılı TTK’ndan farklı bir düzenlemeye yer vermiştir. Bu düzenlemeye göre sermaye şirketlerinde alacaklılar alacaklarını o ortağa düşen kar ve tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan senede bağlanmış veya bağlanmamış payların ,09.06.1932 tarihli ve 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz istek üzerine pay defterine işlenir. Bunun dışında alacaklılar tüm ticaret şirketlerinde alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisine de sahiptir. Yapılan bu değişiklik sonucu, sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısına, 6762 Sayılı TTK’nun aksine, ortağın ortaklık payının haczini ve paraya çevrilmesini isteme hakkı tanınmıştır. 6762 sayılı kanundaki sermayesi paylara bölünmüş şirketlerle anonim şirketlere ve hisse senetlerine özgülenmiş bulunan ikinci fıkra sermaye şirketleri ibaresi kullanılarak limited şirketleri ve senede bağlanmamış payları da kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Haczedilecek ve paraya çevrilecek payın anonim, limited ve paylı komandit şirkete ait bulunması veya senede bağlanmış olup olmaması herhangi bir hüküm farkı yaratmayacaktır. Hacizde, senede bağlansın veya bağlanmasın tüm paylar yönünden İİK hükümlerine atıf yapılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nun 593/2. maddesi ile getirilen bir diğer önemli husus; limited şirketlerde esas sermaye payının ispat aracı olan bir senede veya nama yazılı senede bağlanabilme imkanıdır. Limited şirketlerde pay senetleri birer ispat vasıtası niteliğinde olup pay senedinin teslimi ile ortaklık hakkı devir ve temlik edilemez ve yine aynı sebeple bu haklar üzerine rehin ve haciz konulamaz. Pay senedinin teslimi ortaklık hakkının devrini sağlamadığından, pay senedinin haczedilmesi borçlunun limited şirketteki ortaklık payının haczedildiği sonucunu doğurmaz.
Haczin icrası usulünün, İİK’nun taşınırların haczi hükümlerine tabi olduğu, bu durumda şirket hisselerinin haczi için İİK’nun 88. Ve 94. maddelerinin uygulanacağı anlaşılmaktadır. Ortağın borcundan dolayı limited şirketteki çıplak payın haczinin gerçekleştirilmesi İcra İflas Kanunu’nun 94.maddesi hükmüne; hisse senedi veya onun yerine geçen ilmühabere bağlanmış payların haczinin gerçekleştirilmesi ise İcra İflas Kanunu’nun 88.maddesi hükmüne tabidir. Paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki çıplak payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir. Haczin pay defterine işlenmesi, hacizde bir geçerlilik şartı olmayıp muhafaza tedbiri niteliğindedir. İcra dairesinin haciz ihbarnamesini alan sermaye şirketi, hisse senedine veya ilmuhabere bağlanmayan çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorundadır; ancak çıplak pay haczi şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile haciz bildirisinin sermaye şirketine tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2013/7955 Esas 2013/17423 Karar Nolu ve 07.05.2013 tarihli kararı ile 2014/11612 Esas 2014/14068 Karar Nolu ve 12.05.2014 tarihli kararı incelenmelidir.
T.C YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2014 / 11612
Karar: 2014 / 14068
Karar Tarihi: 12.05.2014
ÖZET: Mahkemece, gerektiğinde uzman bilirkişi aracılığıyla şirketin kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haciz işlemine başlanıldığı tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak, usulüne uygun olarak yapılmış hisse haczi olup olmadığı tesbit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
(2004 S. K. m. 88, 90, 94) (6102 S. K. m. 133)(6762 S. K. m. 145)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içindetemyizen tetkiki şikayetçi E. K. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgilidosya mahallinden daireye gönderilmiş olup,dava dosyası için Tetkik Hakimi Erdal Güney tarafından düzenlenen rapordinlendikten ve dosya içerisindeki tümbelgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Şikayetçi E. K., takip borçlusu M. Ö.nın ortağı olduğu KırmaTaş İnş...AŞdekihisselerini satın aldığını, şirkethissedarlığının ticaret siciline tescili ve işlenmesi amacıyla ticaret sicil müdürlüğüne başvurduğunda,satın aldığı hisseler üzerinde, satın almadan önce takip alacaklısı tarafındankonulmuş haciz olduğunu öğrendiğini,ancak yapılan işlemin İİK. nun94. maddesine uygun olmadığını, zira hisse haczi için icra müdürlüğünce şirketeyapılan tebligatın bila tebliğ iade edildiğini,dolayısıyla hisse haczinin şirket pay defterine işlenmediğini, bunedenle sadece ticaret siciline yazılan müzekkereye dayalı olarak hissehaczinin yapılamayacağını ileri sürerek şirkethisseleri üzerine konulan haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, haciz tarihinden sonra gerçekleştiği ileri sürülenpay devrinin, daha önce konulan haczin kaldırılmasına gerekçe olamayacağındanbahisle şikayetin reddine karar verilmiştir.
6102 Sayılı TTK'nun 133/2. maddesinde; "Sermaye şirketlerindealacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen karveya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamışpayların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflasKanununun taşınırlara ilişkinhükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz,istek üzerine, pay defterine işlenir" hükmü yer almaktadır.
Maddenin hükümet gerekçesine bakıldığında;"6762 Sayılı Kanun'un 145'inci maddesini karşılayan buhüküm, uygulamanın gereksinimlerine cevap verecek şekilde veYargıtay kararlarına göre yeniden düzenlenmiştir.Birinci fıkra, eski metnin aksine, haklı ve doğru olaraksadece şahıs şirketlerine özgülenmiştir. 6762 sayılı Kanundaki sermayesi paylara bölünmüş şirketlerleanonim şirketlere ve "hisse senetleri"ne özgülenmiş bulunanikinci fıkra, "sermaye şirketleri" ibaresi kullanılarak limited şirketlerive senede bağlanmamış payları da kapsayacak tarzda genişletilmiştir.Haczedilecek ve paraya çevrilecek payınanonim, limited ve paylı komandit şirketeait bulunması veya senede bağlanmış olupolmaması, herhangi bir hüküm farkı yaratmaz. Hükmün bir diğer yeniliği, haczinve paraya çevrilmenin hangi hükümlere göre yapılabileceğininaçıklığa kavuşturulmasıdır. Nihayet, haczin talep halinde pay defterine işlenebileceğibelirtilerek aleniyete kavuşması, bu yolla şeffaflığın sağlanmasınaolanak verilmiştir" açıklamasına yer verildiğigörülmektedir.
TTK'nun 133/2. maddesinden ve madde gerekçesindeki; "Haczedilecek veparaya çevrilecek payın anonim, limited ve paylı komandit şirketeait bulunması veya senede bağlanmış olupolmaması, herhangi bir hüküm farkı yaratmaz" ifadesinden, sermaye şirketlerindesenede bağlanmış veya bağlanmamış paylarınhaczedilebileceğinin düzenlendiği, haczekonu olabilecek şirket hisselerinin senede bağlanmış olsunveya olmasın "İcra ve İflasKanununun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilebileceği"belirtilmek suretiyle de haczin ne şekildeyapılabileceğinin belirlendiği görülmektedir. Budüzenlemeden de anlaşılacağı üzere,hacizde, senede bağlansın veya bağlanmasıntüm paylar yönünden İİK hükümlerine atıf yapılmışbulunmaktadır.
TTK'nun 133/2. maddesindeki "Sermaye şirketlerindealacaklılar, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamışpayların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunununtaşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve parayaçevrilmesini isteyebilirler" şeklindekibu atıftan hareket edildiğinde, haczin icrası usulünün, İİK'nun taşınırlarınhaczi hükümlerine tâbi olduğu, bu durumda şirkethisselerinin haczi için İİK'nun 88 ve 94. maddelerinin geçerliliğinikoruduğu ve söz konusu maddelerde öngörülen usulün uygulanmasına devam edileceği anlaşılmaktadır.
Diğer yandan haczin pay defterine işlenmesiise, hacizde bir geçerlilik şartı olmayıp, muhafaza tedbiri niteliğindedir.Nitekim TTK'nun 133. maddesinin gerekçesinde " ... haczin talep halindepay defterine işlenebileceğibelirtilerek aleniyete kavuşması, bu yolla şeffaflığın sağlanmasınaolanak verilmiştir" ifadeleriyle de, haczin pay defterine işlenmesinin,hacizde bir geçerlilik şartı olmayıp, aleniyeti sağlamayayönelik muhafaza tedbiri niteliğinde olduğuna işaretedilmiştir. Maddede "Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir"denmekte olup, senede bağlansınveya bağlanmasın tüm payların hacizlerinin pay defterine işlenmeksuretiyle gerçekleşeceğinden bahsedilmemiştir.Kanun koyucu burada, senede bağlanmış veya bağlanmamış paylarınhaciz işleminin tamamlanmasından sonra muhafaza tedbiriolarak haczin deftere işlenmesini aleniyetin sağlanmasıaçısından öngörmüştür.
Bu durumda TTK'nun 133/2. maddesi, haczin uygulanması bakımından bir değişiklik veyenilik getirmemiştir. Sadece hisse senedi ve ilmühabere bağlanmışsenetlerin İ.İ.K'nun 88. maddesine göre fiilen el konulmak suretiylehaczi halinde de, muhafaza tedbiri olarak (İİK m.94'de olduğu gibi) haczin pay defterine işlenebilmesiimkanı açısından bir yenilik getirdiğisonucuna varılabilir.
Tüm bu nedenlerle ortağın borcundan dolayı anonimşirketteki çıplak payın haczinin gerçekleştirilmesiİİK'nun 94. maddesi hükmüne; hisse senedi veya onun yerine geçenilmühabere bağlanmış payların haczinin gerçekleştirilmesiise İİK'nun 88. maddesi hükmüne tâbi olmaya devam etmektedir.
Borçlunun ortağı olduğu anonim şirket,hisse senedi çıkarmış ise, bu hisse senetleri İİK.nun88/1. maddesi uyarınca, taşınır malların haczi hakkındaki hükümlere görehaczedilir.
Öte yandan, anonim şirkette, payın (hissenin) hisse senedine bağlanmasızorunlu değildir. Eğer pay,hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmazsa,çıplak pay olarak kalır. Hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmamış (çıplak)pay da hisse senedi gibi her çeşit işleminkonusu yapılabilir, devredilebilir, rehnedilebilir, üzerinde intifa hakkıhaczedilebilir.
Anonim şirketlerde,paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa,borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafındanşirkete tebliğ olunarak haczedilir. (İİK.m.94/1 C.3). Buna göre, çıplak pay hissesinin haczine kararveren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline(anonim şirket merkezine) gitmek zorunda değildir. İcramüdürü, İİK.m. 94/l C.3 hükmüne göre, anonim şirketebir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebilir.
Bu ihbarnamede (bildiride), borçlunun anonim şirkettekiçıplak payının haczedildiği, bu haczin pay defterine işlenmesi,ilerde hisse senedi (veya ilmuhaber) çıkarılması halinde borçlunun (çıplak)payına düşen hisse senetlerinin (veya ilmuhaberlerin)borçluya verilmeyip, icra dairesine(dosyasına) teslim edilmesi, borçluya, çıplak payı ile ilgili olarak yapılacakbütün tebligatların bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlununmuvafakatinin alınması gereken bütün müşterektasarruflar ve kararlar için borçlu ortak yerine icradairesinin muvafakatinin alınması gerektiği(anonim şirkete) ihbar edilir (bildirilir). Böylece,borçlunun haczedilen çıplak payı üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olduğu (İİK.m.86.m.94/1 C.6) anonim şirkete bildirilmiş ve bunaaykırı davranışlara karşıgerekli muhafaza tedbirleri (İİK.m.90) alınmış olur.
İcra dairesinin bu ihbarnamesini (haciz bildirisini) alan anonim şirket,çıplak payın haczedildiğini şirketpay defterine işlemek zorundadır; ancak, çıplak pay haczi, şirketpay defterine işlenmemiş olsabile, haciz bildirisinin anonim şirketetebliğ edildiği tarihte yapılmışsayılır (İİK.m.94/1 Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflasHukuku El Kitabı, 2004 baskı, s.392,393).
Somut olayda şikayetçinin, haciz konulan Kırma Taş İnş...AŞdekihisselerin maliki olması nedeniyle usulsüz olduğuiddiasıyla haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı bulunmaktadır.
O halde, mahkemece, gerektiğinde uzman bilirkişiaracılığıyla şirketinkayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, hacizişlemine başlanıldığı tarihitibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak,yukarıdaki ilkeler doğrultusunda usulüne uygun olarak yapılmış hissehaczi olup olmadığı tesbit edilerek oluşacaksonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Şikayetçi E. K.'ın temyiz itirazlarının kabulüile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşinalınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğindenitibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.05.2014 günündeoybirliği ile, karar verildi.
TOKGÖZ AVUKATLIK