Son olarak Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 31.03.2016 tarihli 2015/ 4260 E, 2016/ 4380 K no lu 31.03.2018 tarihli kararında ve karşı oy yazılarında d aldatılan eşin evlilik birliği devam ederken ; eşinin birlikte olduğu kişi evlilik birliğinden haberdar ise, 3. kişinin eyleminin kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği, aldatılan eşin 3. kişiden tazminat isteyip isyemeyeceği sorunu detaylı olarak tartışılmıştı.ALDATILAN EŞ 3. KİŞİDEN TAZMİNAT İSTEYEMEZ.ALDATILAN EŞ 3. KİŞİDEN TAZMİNAT İSTEYEMEZ.Dava ve Karar: Davacı .... tarafından, davalılar .... ve diğeri aleyhine 30/07/2013 gününde verilendilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanınkısmen kabulüne dair verilen 10/12/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili, adliyardım talepli olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyizdilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosyaiçerisindeki belgeler incelenerek gereği görüşüldü.6100 sayılı HMK'nun 334/1 maddesinde "Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor durumadüşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücündenyoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde,taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler." hükmügetirilmiştir. Aynı Kanun'un 336. maddesinde ise Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte,iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösterenmali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır. Kanun yollarına başvuru sırasındaadli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya yapılır. Adli yardım talebine ilişkin evrak,her türlü harç ve vergiden muaftır. şeklinde düzenleme yapılmıştır.Dilekçeye ekli ve dosyadaki bilgi, belgelerden, davacı ... Karabağ'ın yukarıda belirtilen kanunhükmünün öngördüğü şartları taşıdığı anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar verilerekişin esasının incelenmesine geçildi.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikledelillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının ve davalılardan MuratKarabağ'ın temyiz itirazları reddedilmelidir.2-Davalılardan ...'in temyiz itirazlarına gelince;Dava haksız eylem iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmenkabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 1 / 6Esas No:Karar No:YARGITAY4. Hukuk Dairesi2015/42602016/4308Karar Tarihi: 31.03.2016T.C.Davacı, davalılardan ...'in kendisi ile evli olduğunu bildiği halde, diğer davalı eşi ile ilişki yaşadığını, bueylemin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunu iddia ederek, uğradığı manevi zararınödetilmesi isteminde bulunmuştur.Davalılardan ... davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, toplanan delillere göre davalılardan ...'in, davacının eşi ile, evli olduğunu bilerek ilişkiyaşadığı sabit görülerek davanın kısmen kabulü ile davacı eş yararına manevi tazminatahükmedilmiştir.TMK'nın 185. maddesine göre, Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler birlikteyaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Aynı Kanun'un 174. maddesinegöre de, Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha azkusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylaryüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarakuygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.Evlenmeyle eşler arasında kurulan aile birliğinin taraflara yüklediği ödevlerin ihlali veya yerinegetirilmemesi durumunda bu yükümlülüğü yerine getirmeyen eş yönünden Türk Medeni Kanunun'dakisonuçları, boşanma ve boşanma sebebi olması durumunda, bu olaylar yüzünden kişilik haklarınınsaldırıya uğraması halinde manevi tazminat talep edilebileceğidir.TBK 49. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararıgidermekle yükümlüdür. Yine TBK 58. maddesinde "Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören,uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir."Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuruolmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunmasıgerekir.Somut olaya gelince, davalıların davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindekidavranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir.Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının eşinin TMK'nın evlenmeyle eşe yüklediğiödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Kanun'un 185. ve 174. maddeleriuyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur.TMK'daki düzenleme, eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatındankaynaklanmaktadır. Zira eş kendi iradesi ile bu birliğin tarafı olmayı kabul etmiş ve yasanın kendisinetanıdığı hak ve yükümlülükler altına girmiştir.Davalılardan ...'in eyleminin manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğine gelince, anılan davalınındoğrudan davacının bedensel veya ruhsal bütünlüğüne yönelik hukuka aykırı bir fiilde bulunduğundansöz edilemez. Söz konusu Kanun'da yükümlülüğünü ihlal eden eşin eylemini birlikte gerçekleştirdiğikişiler yönünden herhangi bir düzenleme getirilmemiştir.Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 2 / 6Esas No:Karar No:YARGITAY4. Hukuk Dairesi2015/42602016/4308Karar Tarihi: 31.03.2016T.C.6098 sayılı TBK'nın müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerinin de uygulanma imkanıbulunmamaktadır. Zira, söz konusu Kanun'un 61. maddesinde haksız fiil nedeniyle müteselsilensorumluluğuna gidilebilecekler gösterilmiştir. Yukarıda açıklanan yasal duruma göre, davalılardan ...zararın meydana gelmesinden asli olarak sorumlu tutulamaz. Yine yasa hükmünün aradığı anlamdaiştirak hali de söz konusu olamaz. Zira iştiraken işlenebilir bir eylemin varlığının kabul edilebilmesi için,eylemin müstakilen ve asli olarak da işlenebilir olması gerekir. Ayrıca haksız fiil sorumluluğunu, genişve belirsiz bir kavram olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmeye iştirak çerçevesinde değerlendirmek,bu sorumluluğu belirsiz hale getirecektir.Açıklanan nedenlerle, TBK 58. maddesine göre, davalılardan ...'in eylemi, davacının kişilik değerlerinesaldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemez. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek,davalılardan ... bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, onun yönünden de isteminkısmen kabulü usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda (2 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalılardan ...yönünden Dairemiz üyesi ... ve Başkan vekili ...'nun karşı oylarıyla oyçokluğuyla BOZULMASINA,davacının ve davalılardan Murat Karabağ'ın temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerleDairemiz üyesi ... ve Başkan vekili ...'nun karşı oylarıyla oyçokluğuyla reddine ve davalı ...'den peşinalınan harcın istek halinde geri verilmesine 31.03.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.KARŞI OY YAZISIDava, davacının sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davalı eşi ile birlikte olduğu diğer davalıdanmanevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, her iki davalı yönünden davanın kısmen kabulünekarar verilmiş; taraflarca temyiz edilen karar Dairemizin çoğunluğu tarafından davalı eş açısındanonanmış, diğer davalı bakımından ise üçüncü kişi konumundaki bu davalının eylemi, davacının kişilikdeğerlerine saldırı niteliğinde kabul edilemeyeceğinden reddi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.Dairemiz çoğunluğu ile aramdaki uyuşmazlık, davaya, asliye hukuk mahkemesinde mi yoksa, ailemahkemesinde mi bakılacağı ve davalı eşin yanında diğer davalının da manevi tazminattan sorumluolup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.Davanın açıldığı tarih itibariyle, taraflar arasındaki evlilik devam etmektedir. 4787 sayılı Kanun'un 4.maddesi Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabının birinci ve ikinci kısmı ile 4722 sayılı Türk MedeniKanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava veişlerin aile mahkemesinde görüleceği öngörülmüştür.Sadakat yükümlülüğü, TMK'nın ikinci kitabının birinci kısmının üçüncü bölümündeki 185. maddededüzenlenmiştir. Aile hukukundan kaynaklanan bir sorumluluk olan sadakat yükümlülüğüne aykırılığıbelirleme görevi aile mahkemesine aittir. Aldatan eşin bu eyleminin genel hükümlere göre haksız fiilsorumluluğu kapsamında değerlendirilmesiSinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 3 / 6Esas No:Karar No:YARGITAY4. Hukuk Dairesi2015/42602016/4308Karar Tarihi: 31.03.2016T.C.TMK'nın 185. maddesi ile 4787 sayılı Kanunun'un 4. maddesine açıkça aykırıdır. Görev kamudüzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır.Tüm bu nedenlerle, yerel mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği halde, onanmışolduğundan kararının (1) nolu bendine katılmıyorum.Diğer yandan; Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubuoldukları aile birliğine karşıda sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen birbaşkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altınagirdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı da evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayriresmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca, gerek örf ve adet hukukunca korunmayan haksız birdavranış içine girmiştir. Bu davranış da açıkça haksız eylem niteliğindedir.Eş söyleyişle, esasen dava dışı eşin evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümü bulunmakla birlikte,onun evli olduğunu bilen ve buna rağmen onunla birlikte ilişkiye giren davalının da dava dışı eşinsadakatsizlik eylemine katıldığında, her ikisinin de bu haksız eylemlerinden birlikte ve müteselsilensorumlu olduklarında kuşku bulunmamaktadır. O halde, Türk Borçlar Kanununun 61. (BorçlarKanununun 50. md.) maddesinde düzenlenen birden fazla şahsın müşterek kusurlarıyla bir zarara yolaçmaları, diğer bir deyimiyle tam teselsül hali mevcut olup, davalı doğan zarardan davacının eşi ilebirlikte müteselsilen sorumludur. (HGK. 2010/4-129 E.-173 K.)Müteselsilen sorumluluğun bulunduğu durumda da davacı, alacağını sorumluların tamamındanisteyebileceği gibi, bunlardan biri veya birkaçından da isteyebilir. (HGK.12.11.2003 gün ve 2003/9-685E.690 K.)Hal böyle olunca; mahkemece, davalının açıklanan şekilde gerçekleşen eyleminden sorumluluğukabul edilerek davacı eş yararına tazminata karar verilmesi doğrudur. Bu aşamada hükmedilentazminat miktarı hakkındaki görüşümü saklı tutuyorum. Yukarıda belirttiğim nedenlerle, Dairemizinçoğunluğunun bu davalı yönünden davanın reddi gerektiğine dair (2) numaralı bentteki kararına dakatılmıyorum. 31/03/2016KARŞI OY YAZISIDava, davalı ...'in davacının diğer davalı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniylemanevi tazminat istemine ilişkindir.Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık evlilik dışı birlikteliğin haksız fiil olarak kabul edilip edilemeyeceğidolayısıyla davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği noktasındatoplanmaktadır.Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine karşı sadakat Esas No:Karar No:YARGITAY4. Hukuk Dairesi2015/42602016/4308Karar Tarihi: 31.03.2016T.C.evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayri resmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca, gerek örfve adet hukuku tarafından korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Davalının bu davranışı daaçıkça haksız eylem niteliğindedir.Eş söyleşiyle, esasen dava dışı eşin evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümü bulunmakla birlikte,onun evli olduğunu bilen ve buna rağmen ilişkiye giren davalının da eşin sadakatsizlik eyleminekatıldığında, her ikisinin de bu haksız eylemlerinden birlikte ve müteselsilen sorumlu olduklarındakuşku yoktur. Türk Borçlar Kanunu'nun 61. (Borçlar Kanunu'nun 50. md.) maddesinde düzenlenenbirden fazla şahsın müşterek kusurlarıyla bir zarara yol açmaları, diğer bir deyimle tam teselsül halimevcut olup, davalı doğan zarardan davacının eşi ile birlikte müteselsilen sorumludur. (HGK. 2010/4-129 E-173 K)Müteselsil sorumluluğun bulunduğu durumlarda davacı alacağını sorumluların tamamındanisteyebileceği gibi, bunlardan biri veya birkaçından da isteyebilir. (HGK. 12/11/2003 gün ve 2003/9-685 E, 690 K)Mahkemece, davalının açıklanan şekilde gerçekleşen eyleminden sorumluluğu kabul edilerek davacıeş yararına hükmedilen manevi tazminat ile davalı ...'in de sorumlu tutulması gerektiği görüşündeolduğumdan davalının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla hükmedilen manevi tazminat ile sorumlututulması görüşünde olduğumdan Dairemizin sayın çoğunluğunun davalı ... hakkındaki davanınreddedilmesi gerektiğine ilişkin kararına yukarıda açıkladığım nedenlerle katılmıyorum.31/03/2016KARŞI OY YAZISIDava sadakat yükümlülüğünü ihlal eden eşe ve ilişki kurduğunu iddia ettiği kişiye karşı manevitazminat isteminden ibarettir.Davalı ... hakkında verilen kararın bozulmasına katılmakla birlikte, davalı eş yönünden verilen kararusul ve yasaya aykırıdır.Şöyle ki; Davanın açıldığı tarih itibariyle davacı ile davalı ......'ın arasındaki evlilik sözleşmesi devametmektedir.4787 sayılı Kanun'un 4. maddesine göre, TMK'nın ikinci kitabının birinci ve ikinci kısmı ile 4722 sayılıTürk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a göre aile hukukundandoğan dava ve işlere bakma görevi aile mahkemelerine aittir.Sadakat yükümlülüğü TMK'nın ikinci kitabının birinci kısmının üçüncü bölümünde yer almaktadır. Aile hukukundan kaynaklanan bir yükümlülük olan sadakat yükümlülüğüne aykırılığı belirleme görevi aile mahkemesine aittir. Bu yükümlülüğün ihlali halinde TMK'nın 174. maddesine göre kişilik hakları zarar gören eşin boşanmayla birlikte manevi tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Aldatan eşin eyleminin genel hükümlere göre haksız fiil sorumluluğu çerçevesinde değerlendirilmesi TMK'nın 185 ve 174.maddelerine aykırı olduğu gibi görevle ilgili 4787 sayılı Kanun'un 4. maddesine de aykırıdır. GörevSinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 5 / 6Esas No:Karar No:YARGITAY 4. Hukuk Dairesi2015/42602016/4308Karar Tarihi: 31.03.2016T.C.kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. (Kaynak https://www.sinerjimevzuat.com.tr/index.jsf?dswid=123331# )
Bu konuda Yargıtay'ın verdiği kararlar arasındaki çelişki ve belirsizliklere Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Kurulu 6.7.2018 tarihli kararı ile son noktayı koydu Resmi Gazetede yayımlandığı gün kanun hükmünde olacak karara göre;
EVLİLİK BİRLİĞİ DEVAM EDERKEN
EŞLERDEN BİRİ İLE
EVLİ OLDUĞUNU BİLEREK
BİRLİKTE OLAN ÜÇÜNCÜ KİŞİDEN
DİĞER EŞ
MANEVİ TAZMİNAT İSTEYEMEZ.
aldatılan eş 3. kişiden tazminat isteyemez.
ALDATILAN EŞ 3. KİŞİDEN TAZMİNAT İSTEYEMEZ. ALDATILAN EŞ 3. KİŞİDEN TAZMİNAT İSTEYEMEZ. ALDATILAN EŞ 3. KİŞİDEN TAZMİNAT İSTEYEMEZ.
Bu konuda Yargıtay'ın verdiği kararlar arasındaki çelişki ve belirsizliklere Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Kurulu 6.7.2018 tarihli kararı ile son noktayı koydu Resmi Gazetede yayımlandığı gün kanun hükmünde olacak karar göre;
EVLİLİK BİRLİĞİ DEVAM EDERKEN
EŞLERDEN BİRİ İLE
EVLİ OLDUĞUNU BİLEREK
BİRLİKTE OLAN ÜÇÜNCÜ KİŞİDEN
DİĞER EŞ
MANEVİ TAZMİNAT İSTEYEMEZ.
aldatılan eş 3. kişiden tazminat isteyemez.
ALDATILAN EŞ 3. KİŞİDEN TAZMİNAT İSTEYEMEZ. ALDATILAN EŞ 3. KİŞİDEN TAZMİNAT İSTEYEMEZ. ALDATILAN EŞ 3. KİŞİDEN TAZMİNAT İSTEYEMEZ.
ALDATILAN EŞ 3. KİŞİDEN TAZMİNAT İSTEYEMEZ
Başlık
ALDATILAN EŞ 3. KİŞİDEN TAZMİNAT İSTEYEMEZ
ALDATILAN EŞ 3. KİŞİDEN TAZMİNAT İSTEYEMEZ